Şans Kapıyı Çalarmı

Şans kapıyı çalar mı?

Şanslı olmak ne demek? Şans, artırılabilen bir şey mi? Belirsizlik dünyasında neleri kontrol edebiliriz? Lotoyu bulma olasılığı mı yıldırım çarpma olasılığı mı daha yüksek? Talih nedir? Kim talihlidir, kim talihsiz?..


İşte bu soruların yanıtını “Şansın Matematiği” adlı kitabında arayan Doç. Dr. Enis Sınıksaran şans olgusunu felsefi ve psikolojik açıdan ele alıyor. Şansa, istatistik ve olasılık penceresinden bakan Sınıksaran’a göre “Şans her yerde ve iş başında. Vahşi, ele geçirilemez ve saldırgan olsa da evcilleştirilebilir.”

Şansı anlamak, aslında istatistiğin, olasılığın yasalarını anlamaktır’ diyen İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enis Sınıksaran, kitabında, şansa ilişkin farkına varmadığımız birçok önemli detaya ışık tutuyor. Sınıksaran, “Bu dünyanın bir belirsizliği var. Belirli olan şeyleri zaten pozitif bilimciler buluyor. Düzensiz görünen olayların arkasında da aynı fizikçilerin yasaları gibi yasalar var.

Bunlar olasılığın, istatistiğin yasalarıdır. Bir insan kendi başına gelenleri sıradışı, ilginç bulabilir ama yaşamı diğer insanlarla birlikte ele aldığımız zaman bu olaylar da açıklanabilir. Yasalar ancak diğer insanlar bir araya geldiğinde ortaya çıkan bir şey. Loto gibi... Lotonun bir insana çıkma olasılığı çok düşük, yani 14 milyonda bir. Ama 14 milyon kişi bir araya gelince, lotonun bir kişiye çıkma olasılığı yüzde 100 oluyor” diyor. Doç. Dr. Enis Sınıksaran’a göre, hayatımız boyunca karşılaşabileceğimiz şanslı olayların sayısını artırmak ve şansımızı kontrol etmek mümkün.

Uzman şu tavsiyelerde bulunuyor: “Şans elektrik gibidir, az direnç göstereceği yolları tercih eder. İdeal kadınınızı arıyorsanız hafta sonlarınızı bilardo salonunda geçirmek yerine kadınlarla tanışma olasılığınızın daha yüksek olduğu barları, resim sergilerini tercih etmelisiniz. Sadece rastlantıların yarattığı, iradenizi, cesaretinizi çok da kullanmadığınız çevreyle yetinirseniz, başarılı bir iş ya da mutlu evlilik olasılığınızı artırmamış olursunuz.”

Loto’yu buluncaya kadar yedi kez yıldırım çarpabilir

Sınıksaran, “Şans kapıyı çalar mı?” sorusunu “Olabilir ama çalmasını beklemek yerine kapıdan çıkıp eylemde bulunmak daha mantıklı. Olasılığı artırabiliriz” diye yanıtlıyor. İlginç tesadüflere değinen Sınıksaran, “Milyonlarca insanın yarattığı milyarlarca ilişkide fark edelim ya da etmeyelim pek çok ilginç tesadüf olacaktır. Bu gezegende, lotoyu iki kez bilen ya da yıldırım tarafından yedi kez çarpılan insanlar olabildiğine göre, milyonlarca insanın gördüğü rüyalardan bazılarının gerçekleşmesi de şaşırtıcı olmamalı” diyor.

Birileri için şans ve talihin, başka birileri için şanssızlık ya da talihsizlik anlamına gelebileceğini belirten Sınıksaran, şansın en az iki yüzü olduğunu savunuyor ve trajik bir olayı hatırlatıyor: “6 Ağustos 1945’te birAmerikan uçağı, Little Boy isimli atom bombasını Hiroşima’ya bırakır. Sonuç felakettir. 3 gün sonra yine bir bombardıman uçağı Fat Man adlı atom bombasıyla havalanır. Hedef büyük bir sanayi şehri olan Kokura’dır. Ancak Kokura semalarında yoğun bir bulut kümesiyle karşılaşan pilotlar, B planını uygulamak üzere liman şehri Nagasaki’ye yönelir. Kokura’yı kurtaran bulutlar Nagasaki’de yoktur. Bulutlar sayesinde şansı yaver giden Kokura, bulutlar yüzünden talihsiz bir şekilde bombalanan Nagasaki...

Bu gerçek öyküde kişi isimleri yok ama biri talihli, diğeri talihsiz iki şehirde yaşayan insanlar ve o şehirde yaşamalarına, dolayısıyla orada ölmelerine neden olan, bilmediğimiz kişisel öyküleri var. Bütün bir şehir lanetlenmiş olabilir mi? Aslında koca bir şehir B planının parçası olmuştur, hepsi bu.” Sınıksaran, zengin ve başarılı insanlara karşı, aynı şeyleri yaptığı halde başarılı olamayan 10 binlerce insanın durumunu şöyle açıklıyor: “Matematiksel olarak zorunludur bu.

Başarılı olanlar başarılarını, sadece kişisel çabalarına değil, diğerlerinin başarısız olmasına da borçludur. En zekiler, yetenekliler, çalışkanlar başarılı oluyor diye bir şey yok. Burada şans rol oynuyor. Aslında çoğumuz bunun bilincindeyiz. Birine şans dilememizin nedeni, çalışmanın, çabalamanın her zaman yetmeyeceğini, şansa da ihtiyaç olduğunu bilmemiz.” Şansımızı arttırabilir miyiz? Doç. Dr. Enis Sınıksaran’ın cevabı: “Bu konuda deneyler yapan psikologlar, şans ve şanssızlığın aslında biraz bakış açısıyla ilgisi olduğunu kanıtlamış.

Kendisine “şanslıyım” ya da “şanssızım” diyen insanlara şans oyunları oynatmışlar. Bakmışlar, “şanslıyım” diyenle “şanssızım” diyen arasında pek fark yok. Peki neden bazı insanlar şanslı olduğunu düşünüyor? Birtakım testlerde, bu insanların algılarının daha açık olduğu, iradelerini daha fazla kullandıkları, iyimser oldukları, insanlarla daha fazla iletişim kurdukları, insanları kolayca yargılamadıkları, önyargıda bulunmadıkları, bazen sezgilerine çok güvendikleri tespit edilmiş. Sonuç olarak, fırsatlara açık olan bu insanların şanslarını artırdıkları ortaya çıkmış.”

“Kutsal kitap şifresi tamamen saçmalık”

Farklı dönemlerde kutsal kitaplarda sözcük ve cümlelerin anlamını aşan gizli metin ve işaretler olduğunu iddia edenler çıktı. Doç. Dr. Enis Sınıksaran’ın kitabında bu konuyla ilgili bir bölüm de var. Sınıksaran şöyle diyor; “ Şifrelerin olup olmayacağını bu bölümde inceledim. Ortaya sürülen iddialar istatistiksel açıdan anlamlı değil. Bu denli saçmalanması canımı sıkıyor. İşin sırrı şu; düzen dediğimiz şey büyük sayılarda ortaya çıkıyor. Yani yeterince ararsanız, kitap yeterince kalınsa, doğru bir arama yöntemi kullanırsanız dünyanın en saçma şifrelerini bulursunuz.”

Talih oyunlarında ilginç hesaplar

- Sayısal Loto’da 6 rakamı bulma olasılığı 14 milyonda bir. Haftada bir kolon oynayan birinin kazanmak için beklemesi gereken süre ise 270 bin yıl. Bu, çok düşük bir olasılık. İstatistiklere göre bir insanı yıldırım çarpma olasılığı 2 milyonda bir. Bu da demektir ki lotoyu bulmak için beklediğimiz sürede 7 kere yıldırım çarpmasını beklemeliyiz.

-Sayısal Loto, Şans Topu, Süper Loto ve On Numara’dan oluşan dört loto oyununu sürekli oynarsak yaklaşık yüzde 95’inde verdiğimiz parayı alamayız. Her hafta bir kolon oynadığımız durumda Süper Loto’da büyük ikramiyeyi bulmak için 500 bin yıl, Sayısal Loto’da 270 bin yıl, Şans Topu için 75 bin yıl, On Numara için ise 50 bin yıl beklememiz gerekir.

-Diyelim ki çok paranız var ve 49 rakamdan oluşan Sayısal Loto çekilişinde işi şansa bırakmak istemiyorsunuz. 14 milyon kolon için yatırmanız gereken miktar yaklaşık 7 milyon lira. Tabii bunu gerçekleştirdiğinizde ayrıca 258 tane 5, 14 bin tane 4, 247 bin tane de 3 bulursunuz.Ama devir olan bir haftada oynasanız bile ikramiyeyi çok sayıda kişiyle paylaşacağınıza göre yatırdığınız paranın ancak üçte birini kurtarabilirsiniz. Ayrıca, 14 milyon kolonu doldurmaya karar verdiğinizde, tüm mümkün sonuçları içeren bir listeye ihtiyacınız olacak. Bilgisayar programıyla bunu elde ettiniz diyelim. Kolonları kim dolduracak? Günde 10 saat çalışırsanız bir günde 2 bin 400 kolon, yılda 800 bin kolon doldurabilirsiniz. Demek ki bu işi tek başınıza ancak 16 yılda bitirebilirsiniz. Bu da mümkün değil.

-Lotoyu makineden rastgele çekmek daha avantajlı. Herkes makineyle oynarsa loto daha az devreder. Çünkü insanlar kuponları elle doldurduğu zaman aynı rakamları dolduruyorlar, farkında değiller. Kuponları atlayarak dolduruyor, 16, 17, 18 gibi ardışık rakamları oynamıyoruz.

-Sürekli aynı ya da çıkmayan numaraları oynamanın hiç etkisi yok. Çünkü topların belleği yoktur. “Epeydir 17 çıkmıyor, şimdi 17 çıkar” demek anlamsız.

-Piyango olasılığı, Sayısal Loto olasılığından yaklaşık 20 kat daha yüksek. Ama buna rağmen büyük ikramiyeyi kazanmak çok düşük bir olasılık. Bir-iki kez şans eseri büyük ikramiyenin çıktığı biletleri satan bayilerin satışlarının artması yeni ikramiye çıkma olasılıklarını yükseltiyor ve o bayilerin uğurlu olduğu inancını pekiştiriyor.